Güzel İliç Dost İliç

0
426

Mukim SAĞIR

İnsana yakınlıkları, ilgileri, dostluklarıyla bir başka köşe oluşturur İliçliler. Tarıma dayalı etkinlikler, arıcılık besicilik, bir hayli gelişmiştir bu yörede. Kuşkusuz ki bu gelişmede bakımlı yolların ve aktarılan teknik bilgilerin rolü büyüktür. Ulaşım olanakları arttırıldıkça köylü daha kolay kasabaya inip ve ürününü pazarlayabiliyor. Ziraat, Veteriner ve Sağlık örgütlerinden görevliler köylere inerek bilgilerini kitlelere yaydıkça köylüler daha sağlıklı ürünleri daha bol olabiliyor. Yani sorun kaymakamlarından başlayarak tüm görevlilerin iyi çalışmalarına bağlanabilmektedir. İşte bu nedenledir ki İliç şanslı bir kasaba olsa gerek.

Birçok kasabamızda olduğu gibi, İliç’te de zor gidilen köyler var. Akçayazı, Uluyamaç, Akdoğu köyleri bunlardan birkaçı. Uzak fakat güzel mi güzel köyler. Akdoğu’da bir su çıkmakta ki, buz mu buz. Hemen yakınında olan tepede mevsimine göre avın her çeşidine çıkmak mümkün. Yani tepe her türlü bitki örtüsüne sahip olduğu gibi o bitki örtüsüne bağlı her türlü av hayvanını da içinde barındırmaktadır. Uluyamaç’lılar bir başka türlü konuşurlar. Gurbetçilik İliç’lilerin de alın yazısı. Başta İstanbul olmak üzere bir çok büyük kentlerimizdeki kasapların çoğu İliçli’dir. Dolayısiyle gurbet şiirlerine bu yörede de çok rastlanır. Akdoğulu Sabriye Teyze oğluna uyarladığı gurbet havasını kendine özgü makamıyla şöyle sürdürüyordu :

Gaçlarin milden ince
Ismayilim ölürüm görmeyince
Ben de seni görmesem
Ismayilim Yatemam toprağımda
Yatemam toprağımda. …

Ben bir mekdip veremi de posdıya
Aça Ismayilim eşen oheya

Köy yollarında küçük çocuklara rastlarsınız. Bir elinde büyüdükçe çorba bakracı diğerinde ekmek bohçası. Yazıya, patos çalıştıran, makine çevirenlere yemek götürmektedir. Yaşlı kadınlar, erkekler görürsünüz canını dişine takmış, çoluğuna çocuğuna, torununa yardımcı olsun diye saatlerce döven üzerinde döner. Hiç bir iş yapmasa bile hiç değilse evi beklemek belli başlı işleri olmaktadır. Zor mu zor köy yaşantısı genellikle. Tarlasıydı, tumbuydu köylünün ömrünü yer bitirir. Bir kış hazırlığıdır sorma. Kavurması, bulguru, gendimesi, salçası hep olacak. Tarhanasız kış geçmez. Pekmezi, pestili herşeyi hazırlanacak. Haftada bir tandırın yanması lazım. İliç’in bazı köylerinde fırın usulü ekmek pişirilmekle beraber neyse bazı köyler halen yalnızca fırın özlemiyle günlerini geçirir.

Davul, zurna, cirit köy düğünlerinin belli başlı özellikleri. İçkili düğünler nerdeyse gün geçtikçe azalmaktaymış. Ay-yıldızlı bayrağımız düğün törenlerinin en önünde gelinin atının önünde gitmektedir. Makamlı, işli, işgüzar kız arar İliçli analar. “Makamlı olmaduhdan sorna isderse halbur satsın, isderse elek” diyerek gelinlerde aradıklarını belirtirler. Keşkek, kızartma, sütlü düğün yemeklerinin başında gelir. Başlık halen çoğu köyde geçerlidir.

Zaman ola da İliç köy köy gezile. Köy odalarında askerlik anıları, halk hikayeleri dinlenip de yazıya aktarılsa. İnanın bir hazine geçer ele.

Mukim SAĞIR
Eylül – Ekim 1979, Yıl : 1, Sayı : 3 – 4
Mengüceli Dergisi

Erzincan Nostalji

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz