Dumanlı’dan Selam Var

0
316

Mukim SAĞIR

Dil ve iklim atlaslarındaki yeriyle Refahiye farklı bir kasabamızdır.

Konuşma dilinin ağız özelliklerinden hareket edince Refahiye’de hem Erzincan ve hem de Sivas ağızlarının belli başlı ses özelliklerini birlikte görmek mümkündür. Ekmek-ekmak, köy-köv, şeker-seker, güzel-ğüzel, gördük-ğördük örnekleri bunlardan bir kaçıdır. Bu değişik özelliklerin izahını bu yazılarımızda sıralamamız da mümkün değil.

Tarihi kalıntıları, anıları, hikayeleri, mesire yerleriyle de Refahiye önemli bir yöredir. Topal Osman‘ın Giresun’dan çıkıp birkaç gün içinde karları yara yara Refahiye’ye gelmesi, ağır bir topun aynı gün içinde Erzincan’dan Refahiye’ye taşınması, önemli tarihi olaylar olarak ağızdan ağıza dolaşmaktadır. Bugün çoğu kısımları sökülerek harap olan Alapınar yöresindeki kale, sel suları içinde bile halen rastlanan eski paralar yörenin tarihi geçmişinden derin izler taşırlar.

Zaman diğer kasabalarda olduğu gibi Refahiye’de de bir çok eski gelenek ve göreneklerimizi alıp götürmüş. Ne eski kına geceleri, ne düğünler ve ne de türküler var. Yeniler, genç nesil için eski gelenekler bir anlam taşımıyor. Yaşlıların da gelenekleri sürdürecek gücü yok. Bahattin Efendi‘nin “ah…ah…” deyip de; “Neydi o günler. Eli gulağa atdımı…

Ağam herg-ediyi, hergini terg ediyi
Yetiş Musdafa Kemal Türklük elden gidiyi

der, çalar, söylerlerdi.” dediği gibi tarihi olaylara sahne olduğu, gurbete açık sosyal değişimler gösterdiği ve yörede kişilerin eğitimine büyük önem verdiklerini belirterek, yetineceğiz.

Bilindiği gibi iklim haritasında da Refahiye Karadeniz ikliminin karasal özelliklerini taşır. Yemyeşil yaylaları, orman kaplı dağlarıyla güzel, tatlı bir kasabamızdır Refahiye.

Ya Elif Ana‘nın oğluna yaptıkları düğün içine sinmiş mi? Asla. “Alatıriknen heç gına gecesi olır mı?” diyor. Haksız da değil. Kendi yaşadığı düğünlerin özlemiyle dolu.

Yayla ve orman Refahiyeli’nin yaşamıyla bütünleşmiştir. Mevsimine göre her Refahiye’li yaylasına çıkmak için can atar. Nane ve kekik kokan bayırlarda gezip, çam oluklardan su içecektir. Kerpiç gibi koyun yoğurduyla doğal kovan balını kaşıklayıp, göklere direk çamların altında uyuyacaktır. Bundan daha güzel bir yaşantı düşünülemez, olamaz da.

Ya Kösler‘den yukarıda şarıl şarıl akan su, bu şifalı su? Bir hayat kaynağı. Köylü o suyun değerini biliyor. Yarası iyi olmayanların oralara gelip suda yıkandıktan, çamurlarından yaralarına sürdükten sonra yaralarının iyileştiğini görmüşler.

Neler anlatılmaz Refahiye için. Ninnilerine, Köroğlu öyküsüne, lezzetli yemeklerine de henüz değinemedik. İlk anda aklımıza gelenleriyle bu kadar söz edebildik, güzel Refahiye‘den.

Mukim SAĞIR

Mengüceli Dergisi
Aralık 1979 – Yıl: 1, Sayı:6

Erzincan Nostalji

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz