Erzincanlılardan Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine Hemşehrilik Beratı

0
696

Hemşehrilik Mazbatası

Şarkın Halâskârı (kurtarıcısı) Kâzım Karabekir Paşa hazretlerine:

Paşa hazretleri; memleketimizin halâsına (kurtuluşuna) rehber oldunuz; sahipsiz kaldığımız bedbaht günlerde bizleri saadete eriştirecek yolu gösterdiniz. Erzincan halkı namı devletinizi ebediyen kalbinde takdis (kutsama) ve tanzim (hürmet) edecektir. Minnet ve şükranlarımızın bir hatırai mübeccelesi (yüce hatırası) olmak üzere Erzincan fahri hemşehriliğini kabul buyurmanızı ve dairei askeriye önünden camii kebire kadar imtidad eden (uzayan) caddenin şanlı namınıza izafeten tesmiyesine (isimlendirilmesine) müsaadei devletlerini arz ve istirham ile işbu memleket mazbatasını huzuru fahmanelerine (yüce huzurlarınıza) takdim eyleriz.
Erzincan Belediye Reisi
Abdülhak

Yedi azanın mühürleri
Tarih 20 Teşrinievvel 1399
11 Rebiulevvel 1342
Yevm Cumartesi

Kazım Karabekir Paşa’nın Cevabı:

Erzincan Belediye Heyeti Muhteremesine:

Pek muhterem Erzincan halkının beni fahri hemşehriliğe kabul ederek şehrin en güzel caddesini namıma izafe etmek hususunda gösterdikleri arzudan fevkalede mütehassis oldum (duygulandım). Çok sevdiğim ve en samimi alâkalarla merbut (bağlı) olduğum Erzincan’ın hemşehrisi olmakla şerefyabım. Vatanımızın diğer kısımlarıyla beraber güzel Erzincan’ımızın da refah ve saadeti için bütün kuvvetimle çalışmaklığıma müsaade etmesini Cenabı Hak’tan diler ve teşekkürlerimin kabulünü rica ederim muhterem hemşehrilerim.

Erzincan: 21 Teşrinievvel 1339
Şark cephesi kumandanı

Ferik
Kâzım Karabekir

 

Kazım Karabekir Paşa’ya takdim edilen Erzincan’ın Hemşehrilik Mazbatası

Arşiv Fotoğraf: Erzincan Nostalji



I. DÜNYA SAVAŞI’NDA ERZİNCAN

1895 yıllında, Doğu Anadolu’da bulunan ayrılıkçı Ermeniler, zaman zaman huzursuzluk çıkarmaktaydılar. 1907 yılında İngiltere ile yaptıklan bir anlaşmaya dayanan Ruslar ve ayrılıkçı Ermeniler, bölgeyi kendi nüfus alanları olarak sayıyorlardı. Ağustos 1914 yılında bir oldu bittiyle I.Dünya Savaşı’na giren Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu cephesinde Rus orduları karşısında geri çekilen Osmanlı birlikleri, Şubat 1916’da Erzurum’u terketmiş, bütün çabalarına rağmen Erzincan ve çevresini savunamamışlar, Temmuz ayına kadar Sadak dağları çevresinden Çardaklı boğazına kadar çekilmişlerdi. Erzincan, 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından işgal edilmiş ve yağmalanmıştı. Ruslar’ın yanısıra, bölgede bağımsız bir devlet kurmayı amaçlayan aynlıkçı Ermeniler’de bunu bir fırsat bilerek, işgal edilen yerlerde silahlı birlikler oluşturdular.

Türkler’e yapılan çeşitli zulüm ve baskılar karşısında örgütlenme ve direnme zorunluluğu ortaya çıktı. Bu amaçla Cemiyet-i îslamiye adı altında bir örgüt kuruldu. Faaliyetlerini Gerek Camii’nden yürüten örgüt, halkın ihtiyaçlarını karşılamakta, sorunlarına çözüm aramaktaydı. Kent 7 bölgeye ayrılmış, her bölgenin başına baş muhtar atanmıştı. Baş muhtarlar alınan önlemleri halka duyuruyor, görev dağıtımı yapıyorlardı. Ancak, Rusların müdahalesi ile bu örgüt kentte uzun süre barınamadı. Kent dışından faaliyetlerini sürdüren örgütü temsil etmek üzere, Cafer Bey ve Mazhar Bey görevlendirildiyse de onlar da kısa süre sonra Erzincan’dan ayrılmak zorunda kaldılar. Son olarak gönderilen Abdulmabut Bey, daha dikkatli bir tutumla bölgede daha uzun faaliyet göstererek Ruslar’ın tasarladığı pek çok keyifli uygulamanın da önüne geçti.

Rusya’da Çarlık yönetiminin sarsılmaya başlaması ve ihtilal hareketinin etkileriyle, savaştan usanan Rus askeri işgal kuvvetlerinde disiplin bozulmuş ve çözülme başlamıştı. Yeni Sovyet Hükümeti ile Brest-Litovsk’da yapılan ateşkes antlaşması ile Ruslar bölgeden çekileceklerdi. Nihayet, 18 Aralık 1917’de yapılan Erzincan mütarekesi ile 11 Ocak 1918’de Rus askerleri bölgeden çekilmişler, ancak silahlı Ermeni çeteleri eylem ve direnişlerini sürdürerek birçok kanlı olaylara neden olmuşlardır. Bu arada Türk milis kuvvetleri harekete geçti ve Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki askeri birlikler de bölgeye yönelik harekatları başlattılar. Kafkas cephesi karargahının emriyle Türk kuvvetleri, güneyde Munzur geçitlerinden, güneybatı Kemah boğazı ve batıda Çardak yönünden 12 Şubat günü üçlü genel harekata girişerek 13 Şubat 1918’de Erzincan’ı, 22 Şubat 1918’de Tercan’ı silahlı Ermeni güçlerinin işgalinden kurtardılar.

Kurtuluş gününden sonra, ordu Komutanı Vehip Paşa’nın Erzincan’a gelişi ve burada yaşanan olayları, Kazım Karabekir anılarında şöyle anlatır:

“Dondurucu bir soğuk vardı. Askeri îdadi Mektebi şimalinde kendilerini istikbal ettik ve birlikte karargahımın bulunduğu askeri daireye geldi. Daire önünde halk da toplanmıştı. Vehip Paşa halka hitabesinde şöyle dedi:
“Erzincan kasabası gibi bütün Erzincan havalisinin de pek seri bir darbe ile işgalini temin eden Kâzım Karabekir’i yalnız siz değil, evlat ve ahfadınız (torunlarınız) da unutmasın!.”

Bu büyüklük karşısında kumandanımı ve halkı hürmetle selamlarım. “Bu kahramanlığı yapan ordumuzun fedakar evlatlarıdır.” diye verdiğim cevap, halkın candan haykırışlarına, alkışlarına ve hıçkırıklarına karıştı.
Gerçi matemsiz ev yoktu. Fakat vatanın bu parçası artık kurtulmuştu. Bu iki zıt tesir altında halkın kaderiyle sevinci karışıyor, göz yaşlarıyla alkışları bizi heyecana getiriyordu. İşte, 16 Şubat 1918’de askeri dairenin önünde halk göz yaşlarını bu suretle dökerken, biz de yakın günlerde Erzurum’u da kurtarmaya and içtik.”

Erzincan’ın mezalimlere boğulduğu günlerin sona ermesinde, gerek askeri harekatın kumandanlığını yapması ve gerekse müteakip zamanlarda çilesi ayyuka çıkan ahalinin yaralarını sarmak için büyük yardımlar yapması karşılığında; o’na şükran borcu olan Erzincanlılar, kendilerine hemşehrilik beratı vermişlerdir.
20 Teşrinievvel (Ekim) 1922.

Erzincan Nostalji

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz