Erzincan İçin Prelüd

0
463

Erzincan İçin Prelüd

Nice şehirlerin ayırdığı ovalar
umutlardan, geçmiş harabelerden
ve üzüm salkımlarından geçerken
tarçınlı bir susmayı bıraktı ki kahveleri
elleri bulut olmuş gözleri Girlevik
hatırlamak gerekiyorsa Erzincan’ı Cimin’den.

Kerpiç ve solgun yüzünün tenha zamanlarında
bakırdan sabır, mermerden hayal dokuyorken sessiz
kimsesiz sandığım bir harf ile rüzgâr
şimdi koynumun sakladığı şehla Karasu
altından çakıl üstünden zaman akan
ve ürkütülmüş bir cirit hatırlar Mama Hatun’u, bilirim
her mevsimin, her düğünün masal bilindiği bu şehirde.

Kaç zamandı bu mendile bürünen ovada yaşayışım, kaçıncı asırdı
iğneden ipliğe gönülden gönüle, günler de nehirler gibi geçiyor muydu
Terzibaba’nın dilinde
hangi hüzünlü dili konuşuyordu da dağlar
bulutlardan durmadan sağıyordu gökyüzü sağanağını
akan aşk mıydı kervan mıydı saray mıydı
şehrin yorgun musluklarından
şehrin gamzelerinden erken sofralar edinirdim, esmer ve hilesiz
siz bilirsiniz bunları neden yazdığımı, neden bu şehirle birlikte
sonbaharda bir yaprak gibi titrediğimi
ve burada insan
Eğin’den eğnime dokunan bir kilim gibidir.
Tarihin mil çekilmiş sözlerinin boşaldığı yayvan kevgir
eler durur tedirgin bir toprağın mağrur geçmişini
kısrakların sıyırdığı Sansa’nın hoyrat boğazından
entarisinden kim düştüyse ayaklarına kapanır
derler ki şubat’ın on üçünden beridir.

Ben ki güneşin inadıyla Munzur’un ak saçlarını burada taradım
büyük bir ustalıkla gökyüzünü çarşılara çaldım
ki solgun insan yüzlerinin yitik aynalarıdır çarşılar
ve bakır sinilerde toplanıyordu trenlerin ağır ve ölçülü öyküleriyle
ehram ile cecim
bar ile semah
Aziriz ile can
Ben en çok şehrin bu yekpare saltanatına titredim.

Erzincan’dır şimdi hâlâ kulaklarımda uzak bir çocuğun tütsülü gözleri
hâlâ bende gençliğimi öpen o eski beşik.

Seyhan KURT

 

Erzincan Nostalji

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz